12.02.2015

I'm still alive!

Herkese merhabaaaa:)
Bloga yazmayalı o kadar uzun zaman olmuş ki en son mezun olmadan önce bloga ugramışım galiba. Kısa özet geçiyim.sanırım en son post yaptıgımda dördüncü sınıfa geçtiğim yazı yaşıyordum.o sıralar erasmusa gitmek için gereken belgeleri filan toplamakla meşguldum.Eylül 2012 de Almanya'ya gittim.Yeni bir hayat,yeni okul,çevre derken hayatımın şimdiye kadar ki en güzel 6 aylık dönemini geçirdim.Bol bol gezdim,eğlendim,kilo aldım, ders çalıştım.Türkiyeye geri geldiğimde büyük bir problemle karşı karşıyaydım:Bitirme Projesi!Hadi okulu bitirelim bir an önce derken haziran 2013 oldu ve okul bitti,kısa bir yaz tatili ve ardından hadi portfolyo yapıyım iş aramaları başlasın derken iş hayatı başladı.bu sürede blogu bıraktıgımı düsünenler olmuştur fakat mezun olduktan sonra inanın hayat eskisinden çok daha yoğun ,daha zor fakat çok daha güzel bir hal aldı diyebilirim.Öncelikle okul bittikten sonraki 6 ay kadar bir süre napıcam ben nasıl olacak hep burada mı kalıcam gibi sorunlarla boğuştuktan sonra kendimi istanbulda çalışma hayatının içinde buldum.yeni bir hayat kurdum kendime yeni bir ev iş ortamı derken artık 1.5 yıllık bir içmimar oldum.Hayattaki tek etkinliğin bu mu yani ecem derseniz işkolik oldum galiba biraz evet! Haftanın 5.5 gününü çalışarak geçirip geri kalan zamanımda evde oluyorum ya da yeni yerler keşfediyorum. İstanbul'da seçenek çok ama zaman yok dedikleri doğruymuş cidden.Kış aylarında İstanbul yazın oldugu kadar eğlenceli degil fakat yine de güzel ama çoook soğuk bu sıralar.
Bende son zamanlarda bolca kitap okuyup film izlemeye verdim kendimi.En son izlediğim filmlerden biri Coco Chanel.Chanel'in hayat hikayesini ve Chanel markasının doğuşunu anlatan bu film tavsiyemdir.Fransanın 1910lu yıllarda bir kadının toplumdaki yerini ve aslında kadın olmanın gücünü gözler önüne seren bir film ,bir hayat hikayesi.filmden çok etkilendim sonra birkaç birşey daha okudum Chanel hakkında.Dünya'da ilk kez kadınlara pantolon tasarlayıp,kadınlara pantolonu tanıtan ilk kadınmış.Filmi izlerseniz zaten böyle bir sahne var.
Kitaplardan ve kadınlardan bahsetmişken ikinci önerim de Aykut Oğut'un 'Keşke Kadın Olsam'adlı kitabı. Kesinlikle okuyun,kendinize özsaygınıza bakışınızı tekrar gözden geçireceğinize,sizi düşündüreceğine eminim. 
Evet bu post biraz 8 Mart dünya kadınlar günü öncesi yazılmalıydı sanki ben öyle hissettim :)) Feminen yanım bir anda kendini dışavurdu.sevgililer gününü es geçiverdim biraz ama idare edin.aşkla aram pek iyi degil yine de siz aşkla kalın diyeyim:)
Yakında yeniden görüsmek dileğiyle !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...